3 Kasım 2011 Perşembe

Hayat

Taşındık,yerleştik hatta yavaş yavaş alışmaya bile başladık.Nereye mi? Tefenni diye köyden azcık büyük küçümen bir ilçeye.İlk günler Talya içinde bizim için de çok zor geçti.Talya sürekli eski okulunu evimizi arkadaşlarını sayıkladı.Hislerini ulu orta ortaya seren bir çocuk olmadığından yaşadığı özlemi mutsuzluğunu hareketlerine yansıttı hep.Huysuz,aksi,kavgacı bir çocuk oldu. İmdadımıza yetişen ise yeni okulu ve öğretmeni oldu.Okulun fiziki yönden bir çok eksikliği olmasına rağmen öğretmeni,idari kadrosu beklentilerimin üzerinde çıktı.
Oysa ilk okulu görmeye gittiğimde yaşadığım hayal kırıklığını tarif edemem.Ardından öğretmeninin erkek olduğunu öğrenince yaşadığım şok ise üzerine tuz biber olmuştu.Adı üzerinde ANA okulu değil miydi burası erkek öğretmenin ne işi vardı yahu!Neyse ki öğretmeni hakkında yaptığımız küçük çaplı araştırma içimizi rahatlatmıştı.Daha önce görev yaptığı okullardan,ilçelerden aldığımız duyumlar hep olumlu yönde olunca bizde bir şans vermeye karar verdik.Ne de iyi etmişiz.Bizi çok fena utandırdı Ramazan hoca.Talya çok sevdi öğretmenini,şimdiye kadar hiç bir öğretmenine olmadığı kadar düşkün.Erkek olmasından kaynaklı mesafeli ama sevgi dolu bir ilişkileri var.Tek sıkıntımız ise 6 yaş grubunda olması. Talya'nın yaş grubunun onun seviyesinin altında kalacağından  6 yaş grubuna gitmesi gerektiğine karar verdi öğretmenleri.Talya umut ettiğimizin üzerinde bir başarı gösterse de bizim içimiz bu konuda çok rahat değil.Ali de bende okul hayatımıza erken başladığımız için Talya'yı yaşıtlarıyla beraber okula yollamak konusunda hemfikirken olaylar bizi bu yöne doğru savurdu.Ama ilkokul konusunda aldığımız kararın arkasındayız.Fiziksel,zihinsel olarak erken olgunlaşsa da ilkokula yaşıtları ile beraber gidecek...
Evimiz iki katlı,bahçeli,sıcak bir ev.Bahçesinde bir sürü meyve ağacı var.Kış olduğu için şu an bol bol ayva var dallarda.Küçük yerlerde yaşamı ayakta tutan insan ilişkileri burada da çok yoğun.Sürekli birileri ile tanışıyoruz,insanlar sürekli yardım etmeye çalışıyor.İstanbul da,Antalya da unutmaya başladığımız komşuluk ilişkileri burada eski tadında devam ediyor.
Antalya'ya yakın olması ise bizim için çok büyük bir avantaj.Yakın derken 2 saatten bahsediyorum:)Talya ile canımız sıkıldıkça bir şeyleri bahane edip Antalya'da alıyoruz soluğu.
Ali ise 4 yıllık 112 deneyiminden sonra hastalarını,poliklinik yapmayı delice özlemiş olduğundan çok keyifli,her zaman ki gibi 60 yaş üzeri hastaların favori doktoru oldu çıktı:)Onların dilinden çok iyi anlıyor ama bebekler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Bir tane bebek hastam olacağına 30 tane yaşlı hastam olsun diye geziyor:)
Kısacası günün 25 saat olduğu bu yerde yaşamaya alışmakla geçiyor günlerimiz.

9 yorum:

Berna dedi ki...

Erkek anaokulu öğretmeni fikrine bayıldım ben Gülay! Bence anaokullarında sadece kadınların çalışması bir eksiklik, erkeklerde olmalı. Valla süpermiş bu :)

Yavaş yavaş alışıyor olmanıza sevindim, her şeyin yolunda olmasına da :) Taliş'im mutlu olsun da, gerisi kolay :))

Seni ve kuzumu çok öpüyorum :)

elif-kayra dedi ki...

gülaycım, herşey dilediğiniz gibi olur inşallah. ama benimde hep hayalimde küçük bir kasabada bahçeli bir evde oturmak...

anne kaleminden dedi ki...

herşey yavaş yavaş rayına oturmuş ne güzel... evinden, bahçenden de kareler görmek isterdim bu yazıda. antalya ya yakın olmak da büyük avantaj :) sevgilerimizle efendim :)))

Sibelbek dedi ki...

Beklediğinizden iyi çıktığına göre gözünüz aydın diyeyim öncelikle Gülaycım. Umarım daha da güzel olur günleriniz. Çok özletme kendini, vallahi arıyoruz kızım seni :)))) Nihan'ın merakına ben de katılıyorum, evin fotoğraflarını koy acık ;)

gülay dedi ki...

Berna'cığım başta erkek anaokulu öğretmenine çok da sıcak bakmamıştım.Kafamızda toplumsal rolller- biz her ne kadar karşı koyuyor gibi gözüksek de-öylesine kemikleşmiş ki meslekleri cinsiyetlendiriyor olmuşuz.Hem bu ön yargımızın kırılması açısından,hem de Talişin açısından çok çok iyi oldu;)
Ben de seni ve Ekinimi çok öpüyorum.

gülay dedi ki...

Elif canım evet kulağa sevimli geliyor görünebilir ama şehir hayatına alışan bir insan için cidden zor.Belki deniz kıyısında küçük bir balıkçı kasabası olsa fikrim değişebilirdi:)

gülay dedi ki...

Nihan:)))yazarken bahçeli iki katlı deyince dubleks bahçeli bir villacık canlanmasın gözünüzde:)))
dışı boyasız üst katta ev sahibinin oturduğu mazbut bir ev oturduğumuz:))
En kısa zamanda bahçeden evden fotoğrafları eklerim.
Bizden de kucak dolusu sevgiler efemmm;)

gülay dedi ki...

Sibelim arada kopuşlarım oluyor benim böyle ama ben de özledim sizleri okumayı,yeni ve güzel havadislerinizi almayı.
Evcağızımın fotoğraflarını çekerim en kısa zaman da nihana dediğim gibi yazım yanıltıcı olmasın:))

Oglak Kizlari dedi ki...

Ay hadi gözün aydın.
Çok sevindim.

Darısı başımıza
Sevgiler
Hevesli anne Çiğdem

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails