13 Haziran 2010 Pazar

AH BU DADILAR HEP BÖYLE CİCİM!!!!

Sibel Arna'yı Rodos adasında Lost edesim var.
Niye mi? Ahanda işte bu yüzden!


Biz mi tatile çıkıyoruz dadılar mı? 

Tekne tatilinin bana tatil olmamasının bir nedeni de dadımız Hanife Hanım. Tekneye binince, Göcek, Rodos, Simi gezince ona bir şeyler oldu. Resmen aklı uçtu. Yoksa neden Rüzgar’a tarhana çorbası yapalım dediğimde yayla çorbası pişirsin? Bunu yaptığı gün Rüzgar sabah kahvaltıda yumurta yemişti üstelik. E yayla çorbasının içinde de yumurta var. Bir gün içinde iki yumurta veremeyeceğimizi ezbere biliyor. 
Yüzme bilmemesine rağmen her gün beş posta denize giremediği için hayıflanmaya başladı. “Sibel Hanım keşke kocamla çocuklarım da burada olsaydı” sayıklamalarının ardı arkası gelmedi. Normal şartlarda Rüzgar’ı mutlu etmek konusunda profesör olan kadın, deniz üstündeyken sınıfta kaldı. Oğlumu alıp, oyuncakları yayıp bir saat kesintisiz vakit geçirmeyi hiç başaramadı. Bunun yerine Rüzgar’ı kucaklayıp, peşimde dolaşmayı tercih etti. 
Neden? Nedeni basit. O da insan. Evet denizi görünce giresi geliyor, seni bikinili görünce onun da canı sere serpe uzanmak istiyor. Eminim kamaradaki aynaya her baktığında acaba yüzüm yanmış mı diye kontrol ediyor. Ama tabii ki abartmaması, çalıştığını unutmaması gerek. Hanife Hanım’daki arızaların benzerlerini Kuzey’in dadısında da gözlemledim. Simi’de fotoğraf çekeceğim derken bebek arabasının üstüne kapaklanıyordu mesela. 
Bu konuda daha enteresan hikayeleri ise döndüğümde dinledim. Arkadaşım Tülin’in bakıcısının Antalya’daki tatil köyünde bir saat ortadan kaybolmasına, işini gücünü bırakıp gidip göbek dansı kursu almasına kaç puan verirsiniz? Kardeşim dadı mısın, dansöz mü? Bu hareketleri yapabildiğine göre iyi kıvırdığın bir gerçek, niye bir de üstüne kursa yazılıyorsun, anlamadım. Aynı kıvrak insan, ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi dalış kursuna da gitmek istemiş. Neymiş su altında nasıl nefes alınıyor çok merak ediyormuş. Büyük konuşmayayım ama ben o kadının kafasını dalış tüpü olmadan suya gömerim! 



 Ayol ne diyeceğimi biliyorum aslında ama gel gör ki burası masum,kendi halinde  bir anne bebek blogu,en güzeli şöyle bir temenni ile bağlayayım bu postu
 "Bu yazından sonra Hanife hanım işi bırakır.O nun yerine,şöyle ilik gibi bir rus dadı bulursun , pek sevgili  kocan da 1 aya kalmaz dadı ile işi pişirip evi terkeder inşallahhhh";)



















8 yorum:

a.a.b dedi ki...

söylenecek çok şy var ama siz en güzelini en kısa yoldan söylemiişsiniz :) Dileğinize yürekten katılıyorum ve "amin" diyorum.

gülay dedi ki...

aslında benim de söylemek istediğim çok şey var içlerinde en masum olanını seçtim emin olun:)

AidaSalem dedi ki...

hahaha süpermiş dileğiniz!

gülay dedi ki...

;)
gerçek olur inşallahhhhhh:)

mine dedi ki...

:=))

Adsız dedi ki...

Sibel Arna (veya yazısını kontrol etmeyen editörü) kovulana dek Hürriyet gazetesi almayın; Hürriyet'e ilan vermeyin. Ancak tepkinizi verirseniz gazete kendini düzeltme ihtiyacı duyar.

anne kaleminden dedi ki...

sibel arna nın bunları sorun diye hürriyet gazetesi köşe yazısına taşımasını anlayabilirim. ama böyle yüksek tirajlı bir gazetenin emeği hor gören, varlıklı azınlığın hiçbirimizi ilgilendirenmiyen hikayelerini yazan birini köşe yazarı sıfatı ile bünyelerinde barındırmalarını anlayamam. ah sibel hanım demek dadılar dansa su altına merak salmış şu cürete baaak :)
güaycım dikkat çektiğin noktaya teşekkürler...

gülay dedi ki...

mine:)
nihann;
şekerim bak kızdırma sibel aplayı çok fena tüpsüz dalış yaptırır adama:))
anlamadığım ne biliyormusun hadi bunun kafası iyiydi yazdı yolladı arkadaş koca gazetede bir editör yok mu ne saçmalamış bu bee diyen?
ama bak apla tepkilerden sonra şöyle ulvi bir açıklama yapmış
tekne gezisinden döndükten sonra hanife hanımı tatile yolladım
ne yüce gönüllü insanmışsın da biz anlamamışız be sibel aplaaa:)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails