Biz geldik...dediğim gibi yapılması gereken tüm angarya işleri askıya alıp çayır çimen, bağ bahçe gezip geldim.Yeni biten evimizin eksiklikleri bile canımızı sıkmadı 2 kanepe uyumamıza tek gözlü elektirik ocağı karnımızı doyurmamıza yetti...şu resimde gördüğünüz yolun sonunda bizim küçük ama sevimli evimiz var bol bol hayal kurdum gelecek seneye dair her sabah talişle bisikletlerimize atlayıp civardaki bağ bahçeyi talan etmek,küçük bir bahçede domatesler,biberler yetiştirmek,arka terasta elimde kahvem portakal çiçeklerin kokusunu içime çeke çeke kitap okumak gibi.Bu hayalleri abarttığımda oldu tabii bahçede tavuk besleyelim fikri Ali tarafından kabul görür gibi bir hava sezinleyince mokunu çıkarmakta usta olan ben ulen almışken birde at alalım biner gezeriz kapıya da Ali Baba'nın çiftliği yazdık mı süper olur değil mi aşkım soruma Ali'nin illakii deyişiyle kendime geldim.
Emekli olduktan sonra çiftçiliğe merak salan talişkonun dedesinin bahçesinden bol bol mandalina topladık ve bir ilk daha gerçekleşti taliş için ömründe ilk defa mandalina yedi böylece yediği meyvelerin sayısı 4 ü buldu.elma,muz,armut ve yaşasınnnn mandalinaa( benim küçük cücemin meyvalarla arası hiç iyi olmadı o sebepten ki sürekli suyunu sıkmak durumunda kalıyordum yemediği tüm meyvelerin)
Arada bir yağan yağmuru ve talişin yeniden akmaya başlayan murnuşunu saymazsak enerji bin beşyüz şeklinde döndüm evcağızıma:)
Talişko ve kuzeni özgür doğa yürüyüşündeler:)
nasılda merakla inceliyor etrafı
efemm şincik o elindeki kılıcı oluyormuş Talişkonun küçük amazonn;)
Burada da en yakın seradan biber çalarken
işte kızım bu da karınca yuvası
köy faresi:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder